• Ramayana İlk 2 Kitap
BALA KANDA:Dünyada yazılan bütün epik destanların ilki olarak kabul edilen Ramayana, Sloka denilen iki dizelik beyitleri ilk bulan ve bu nedenle Ādi Kavi (İlk Şair) olarak anılan Srimad Valmiki tarafından yazıldı.Kaleme alındığı yıl olarak farklı tarihler zikredilse de şiir formunda yazılmış ilk metin olma ve kendisinden sonra yazılan destanlara -ki buna Mahabharata da dâhildir- örnek teşkil etmesi açısından önemlidir. Ancak bu destanı önemli kılan bir başka unsur daha vardır. O da Ramayana’nın sadece destan değil, aynı zamanda tarihte gerçekleşmiş bir olayı anlattığı gerçeğidir. Bu nedenle Mahabharata ile birlikte “İTİHASA” olarak kabul edilen Ramayana, MÖ 4000 yılında başladığı kabul edilen yazılı dönemi daha geriye çekerek dünya tarihini sil baştan ve daha doğru bir biçimde anlama, anlatma fırsatını bize veriyor olabilir. Bir örnek teşkil etmesi açısından:Taittiriya Brahman’a ve Purana Sutralarda Sisumara takımyıldızının Gamma Draconis’in eksenine girmesi (evine girmesi) MÖ 11.000 yılına denk gelir ki bu dönemde hem Ramayana hem de Mahabharata da adı geçen, “evi Gök Âlem olan ve bir yıldız gibi parlayan…” Kasyapa aslında Kutup Yıldızı’na verilen addır.Rig Vedalarda “Satisar” olarak adlandırılan Keşmir Vadisi aslında büyük bir buzul gölüydü. Holosen dönemin sonunda eriyen gölün suları Baramulla geçidinden Madra, Sind ve Gujarat bölgesini sular altında bırakması MÖ 11.500’e denk gelir ki Nilamata Purana’da Manu Peygamber’in ortaya çıkışının bu olaydan sonra olduğu anlatılır. Ve hem Ramayana hem de Mahabharata da anlatılan Sarasvati ve Yamuna nehirlerinin birleşmesi, yapılan Oşinografik incelemede MÖ 11.200 yılına denk gelir. Sarasvati Şatra’da anlatılan Avabhrtha Ayini bu birleşmeye atıfta bulunur.Ve Ramayana’da Rama’nın önderliğindeki Valmiki ordusunun Lanka (Günümüzde Sri Lanka) şehrine saldırmak için denizi taşlarla doldurarak yaptığı geçit aslında MÖ 6.200 yılına kadar su üstünde olan ancak bu yıldan itibaren deniz suyunun 140 yılda 6,5 metre yükselerek kısmen suyun altında kalan geçide atıfta bulunur ki bu da yine Puranlara göre MÖ 5677-5577 yıllarına bizi götürür çünkü tam da bu dönemde, Venüs Müla takımyıldızının evindeydi ki bu MÖ 22 Ağustos-3 Eylül 5635 yılına denk gelir. Rama’nın Lanka’ya saldırmak için Brahma’dan bir işaret beklediği denizin kıyısında gördüğü ise MÖ 23 Ağustos 5635 yılında, güneş battıktan hemen sonra çıplak gözle de görülebilen Halley Kuyruklu Yıldızı’ydı. Hesaplamalar bu şekilde devam ettiğinde Rama, Treta Yuga’nın son döneminde Satürn gökyüzünde yükseldiğinde Dünya’ya gelmiştir ki bu da MÖ 3 Şubat 5674 yılına tekabül eder.MS 1 ile 2. yy arasında yazıldığı söylenen bir destanın aslında bu kadar eski bir dönemi anlatıyor olması ve anlatılan yerlerin gerçekten de olduğu ve olayların da gerçekten meydana geldiğini kanıtlayabiliyor olmak, bize öğretilen tüm bilgileri sil baştan gözden geçirme zorunluluğunu ortaya çıkartıyor.İnsanlar yanılabilir ama zaman asla yanılmaz.AYODHYA KANDA:Aynada yansıyan görüntüyü çarpıtırsak ne olur?Kendini görebilmek için yansıyana ihtiyaç duyan, “gerçek” kendini yanlış görür ve bilir. Bu yanlış, başlangıçta yani temelde meydana geldiği için üzerine inşa edilen de doğal olarak eksik, ahenksiz ve çürük bir yığıntıdan başka bir şey değildir.Günümüz bilimlerinin de bizlere sunduğu işte bu yığıntıdır. Tam bu noktada sorulması gereken iki soru olduğunu düşünüyorum:1) Destanların, salt edebiyatın bir ürünü olduğunu kabul etmek yerine insanlığın ezelde bir yerde başlayan tarihine ışık tutan sosyolojinin, antropolojinin, arkeolojinin, jeolojinin ve hatta biyolojinin dünyayı, dolayısıyla da bizleri anlamak ve bilmek için yaptığı araştırmalara ışık tutmasına izin verseydik ne olurdu?2) Yazılı kaynak olarak çıktıkları dönem yerine yazılı olanı referans alıp geriye doğru araştırmalar yapsak, bakış açımızı değiştirsek ne olurdu?İşte o zaman, gümüş ve altını takas yöntemi olarak ilk kez kullananın MÖ 7. yy.daki Lidyalılar olduğunu değil, onlardan binlerce yıl önce kurulmuş, varlığını Ramayana’da öğrendiğimiz bir kültür tarafından çoktan kullanıldığını öğrenmiş olacaktık.Ya da destanda karşımıza çıkan aslanların, günümüzde yalnızca Gir Ormanı'nda yaşayan 674 nüfusa sahip Asya Aslanı (Panthera leo persica) olması ihtimâlinden yola çıkarak, geçmiş ve şimdiki zaman arasında kıyaslama yaparak sağlıklı çıkarımlarda bulunma olasılığımız artardı.Bu nedenle Ramayana ve Mahabharata'yı sadece kadim dönemlerin destanları olarak değil, bilmediğimiz zamanları içinde barındıran destanlar olduğunu kabul etmeliyiz.Yeter ki nereye, nasıl bakacağımızı bilelim.“Biyolog Kaan Soyuer'e arka kapak yazısına katkılarından dolayı teşekkür ederim.”Tanıtım MetniTanıtım Metni

Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi

Ramayana İlk 2 Kitap

  • 124,00₺

  • Vergiler Hariç: 124,00₺