Türkiye’nin ilk kitle iletisim doktorunun, kitle medyalarinin en güçlü oldugu dönemi bizzat yasadiktan sonra 21. yüzyilda kendisini içinde buldugu dijital ve gittikçe daha az kitlesel medyayi anlamak ve anlatmak zorunda bulmasi hayatin bir cilvesi olarak degerlendirilebilir. Bu meydan okumaya itirazim yok, hayat böyle bir seydir!Ilginç olan, Türkiye bu zorlu dönüsümü ayni zamanda basin ve ifade özgürlügü sorunlarinin gittikçe agirlastigi bir “otoriterlesme” döneminde yasamak zorunda kaldi. Etik sorunlar elbette gündeme geliyordu ama özgürlük sorunu hiçbir zaman sahneyi terketmiyordu. Sosyal medyanin insanlik için inanilmaz olanaklar sagladigi düsüncesindeyim; içinde bulundugumuz bilgi erisimi kolayligi içimi heyecanla dolduruyor. Dogrusu ya, bu kadarini bu kadar çabuk beklemiyordum. Orada da bir hodri medya var aslinda. Hem bireyler olarak hepimiz hem de içinde yasadigimiz toplumlar için: Beni dogru dürüst kullanacak misin, kullanmayacak misin?Bu sorunun yanitlarini bu kitapta bulacaksiniz!