• Türk Kültüründe Geleneksel Ayakkabı Sanatı
Kültürel bir nesne olarak ayakkabı insanlık tarihinin en eski giyim eşyalarından biri olarak korunma ve ısınma amaçlı olarak kullanılmaya başlansa da, insanların yaşam biçimi, ait olduğu dönemin sosyal, ekonomik, kültürel gelişmeleri hakkında bilgi veren en önemli göstergelerden biri olarak, çağımızda ihtiyaçtan öte şıklık, zarafet, estetik, moda aracı sosyal durum/statü belirleyici kodlar taşımaktadır. Tüm vücudumuzu taşıyan ayaklarımızı korumak üzere, çocuklukta attığımız ilk adımdan hayatımızın sonuna dek olmazsa olmazlarımız arasında olan ayakkabı ile ilgili hepimizin çocukluğumuzda biriktirdiğimiz anılarımız vardır.Tüm günümüzü paylaştığımız en yakın sırdaşımız ve dostumuzdur ayakkabı. Giydiğimiz ayakkabılar aslında bizi temsil eden bir kimlik gibidir. Farklı coğrafyalardaki birçok geleneğin merkezinde ayakkabı vardır. Kişi öldüğünde, ayakkabılarını kapının önüne bırakmak, kişinin bir daha dönmemek üzere gidişinin adeta göstergesidir.Kapının önüne koyulan ayakkabılar aynı zamanda ölen kişinin cinsiyetini de belirtmektedir. Ayakkabı, kadına şiddet, kadın cinayetleri, ekonomik reformlar, çevre bilinci, savaş karşıtlığı, bireysel silahlanma gibi konularda, protesto nesnesi olarak başrol almıştır. Burada ayakkabı, haksızlığa karşı çıkışı, farkındalığı temsil eden bir simgeye/sembole dönüşmüştür.Çalışmada, tarihsel süreçte ayakkabının gelişimi, geleneksel ayakkabı yapım aşamaları ve kullanılan malzemeler, ayakkabı çeşidi olarak, çarık, çapula, yemeni, harik, çizme, nalın, terlik, özel gün ayakkabıları (damat, gelin, sünnet çocuğu ayakkabıları), meslek ayakkabıları (hamam görevlileri, dans, asker, memur ayakkabıları vb.), yakın dönem geleneksel ayakkabılar olarak tasniflenmiş bunlar görseller ve görsellerin teknik açıklamaları ile izah edilmiştir.Ayakkabı ile ilgili sözvarlığı, inanış ve ritüeller, renk öğesi, satatü ve sembol olarak ayakkabı, dini boyutuyla ayakkabı, protesto nesnesi olarak ayakkabı, deyim ve atasözlerinde ayakkabı, bu deyimlerin öyküsü, şiir, hikaye, türkü, masal, roman gibi edebi türlerde ayakkabının serüveni değerlendirilirken, bir dramın öyküsü olarak Tuna kıyısındaki ayakkabılar, peygamberimizin Başmak-ı Şerif’i, Gandhi’nin sandaletleri, Atatürk’ün ayakkabıları da ele alınmıştır.Türkçe’nin tarihi dönemlerine ait eserlerden, sözlüklerden derlenen yaklaşık 1200 kelimelik bir ayakkabı sözlüğü de oluşturulmuştur.Tanıtım MetniTanıtım Metni

Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi

Türk Kültüründe Geleneksel Ayakkabı Sanatı

  • 85,00₺

  • Vergiler Hariç: 85,00₺